Tatlı Patatesin Tarihteki Yolculuğu
Ah Kolomb… Heyecanlı ve hayalperest kaşifimiz, başarıları kadar hatalarıyla da tarihe damgasını vurmuş biri olarak karşımıza çıkıyor. 1492 yılında Güney Amerika kıyılarına vardığında, burayı Hindistan sanması yetmezmiş gibi, bu yeni dünyadaki kök bitkilerin isimlendirilmesinde de epey kafa karıştırmış görünüyor.
Bilindiği üzere, patates ve tatlı patates gibi birçok kök bitkinin anavatanı Güney Amerika’nın And Dağları’dır. Kaşifler, bu yeni topraklarda tatlı patatesle karşılaştıklarında, tatlı patatesi de patatesle aynı kefeye koyarak “patates” demişler. Oysa “patato” (patates) ve “batata” (tatlı patates) aslında birbirine hiç benzemeyen, botanik açıdan farklı iki bitki.
Basit bir şekilde açıklayacak olursak, Solanum tuberosum (patates) yeraltında modifiye olmuş bir gövde iken, Ipomea batatas (tatlı patates) şişkinleşmiş bir kök ürünüdür. Tatlı patates, radyokarbon verilerine göre en az 5000 yıldır Güney Amerika’da bilinen ve üretilen bir tarım ürünü olarak karşımıza çıkar. Ancak Polinezya’da bulunan tatlı patatesler MS 700 civarına tarihleniyor. Bu da, tüm tatlı patates varyasyonlarının yaklaşık MÖ 2500 yılında Orta Amerika’daki And Dağları’ndan türediğini düşündürüyor.
Tatlı patatesin Avrupa’ya ne zaman ulaştığı tam olarak bilinmiyor, ancak masalsı bir şekilde hayal edersek, belki de Kolomb’un ilk keşif gezisinden dönerken aynı sandıklarda yan yana taşındıklarını düşünebiliriz.
Binlerce yıldır Güney Amerika yerlilerinin ana besin kaynaklarından olan tatlı patates, doğadan toplanarak değil, tarımı yapılarak elde ediliyordu. En iyi türler ayıklanarak insanlar için en yararlı ve verimli olanları “evcilleştirilmişti.” Bu da tatlı patatesin, yalnızca toplayıcı bir ürün değil, insan eliyle tarıma alınmış bir besin olduğunu gösteriyor.
Eski Dünya’nın daha düz ve ılıman iklimlerinde tahıllar (arpa, buğday, pirinç) başroldeydi. Ancak And Dağları’nın yüksek ve sert iklimi, buğday gibi tahıllar için pek elverişli değildi. Buradaki yerel halkın tatlı patates gibi kök bitkileri tercih etmesi, insanın hayatta kalma ve coğrafyaya uyum sağlama becerisinin bir göstergesidir. Günümüzde de, artan nüfusun beslenmesi noktasında, tatlı patatesin yüksek besin değeri ve uzun süre saklanabilmesi gibi özellikleri, onu tahıllara kıyasla daha da önemli bir besin haline getiriyor.
Tatlı patates, insanlık için gelecekte çok daha kritik bir rol üstlenecek gibi görünüyor. Tanıdıkça, “batata”yı en az bizim kadar seveceğinize eminiz! 😉