Savaş veya Kaç Kodumuz: Hayatta Kalma Mekanizması
Kök çakrayı konuşurken, “savaş ya da kaç” tepkisini ve bunun arka planındaki biyolojik süreci incelemeden olmaz. Bruce Hood‘dan alıntı yaparak başlayalım:
“Bir tehlike ile karşılaştığımızda, ona karşı durabilir ya da kaçabiliriz. Bu tepki, beynin duygusal merkezlerinden (limbik sistem) gelen hızlı bir reaksiyonla tetiklenir ve vücut, en kısa sürede harekete geçmeye zorlanır. Buna, savaş ya da kaç tepkisi denir.”
Tehlike anında vücudumuzda meydana gelen bu ani değişimler, bizi hayatta tutmak için tasarlanmıştır. Beyin, bir tehdit algıladığında hipotalamus aracılığıyla hipofiz bezini uyarır. Hipofiz bezi, kortikotropin ve arginin vazopresin gibi hormonları salgılayarak böbreküstü bezlerini harekete geçirir. Bu süreç, adrenalin, nöradrenalin ve kortizol gibi hormonların salınmasına yol açar. Sonuç olarak:
- Nefes alıp verme hızlanır, yürek atışları artar.
- Gözbebekleri büyür, daha fazla ışığın içeri girmesi sağlanır.
- Sindirim sistemi durur, çünkü savaşmak üzereyken geviş getirecek zamanınız yoktur.
Bu durum, bedeni savaşa veya kaçmaya hazır hale getirir. Mesela sahneye çıkmadan önce midenizde kelebekler uçuştuğunu hissettiyseniz, bu da aynı sinir sisteminin iş başında olduğunun bir işaretidir.
Kortizol, kaslara daha fazla yakıt sağlamak için kan dolaşımındaki glikoz miktarını artırır. Eğer karşı karşıya olduğunuz tehlike hemen çözülmesi gereken bir durumsa, bu mükemmel bir sistemdir. Ancak, bu “savaş ya da kaç” tepkisi uzun süre aktif kalırsa, bedende olumsuz etkiler oluşmaya başlar.
“Ayağınızı sürekli gaz pedalında tutmak gibi bir şeydir. Motoru yüksek hızda çalıştırmak, zamanla vücudun stres yanıt sistemini (HPA ekseni) zedeler ve bağışıklık sistemini zayıflatır.”
Sürekli stres altında kalmak, depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklarla da ilişkilidir. Ağır depresyon yaşayan birçok kişide bu HPA ekseni yüksek düzeyde çalışır. Yani, beden ve zihni sağlıklı tutmak için stres yanıtını dengelemek önemlidir.
Bu ayarlamayı büyük ölçüde hipokampus yapar. Hipokampus, kan dolaşımındaki kortizol ve glikoz seviyelerini izleyen alıcılara sahiptir. Bu seviyeler kritik bir düzeye ulaştığında, hipokampus “savaş ya da kaç” sürecini durdurması için hipotalamusa sinyal gönderir. Ancak bu sistemde bir aksama olduğunda, ya tepkisiz kalırsınız ya da aşırı tepki gösterirsiniz.