Bilinçaltı Terapisinde Seçimler

Bilinçaltı Terapisi’nde Seçimler

Bilinç, zihin ve bilinçaltı üçlüsünün karmaşık itişip kakışmaları arasında varlığını sürdüren canlılarız. Bir yandan, zihne sahip olmanın avantajlarıyla övünürken, diğer yandan bunu bir lanet gibi taşırız. Biz insanoğlunun kaderi, doğumdan ölüme kadar hatalı kodlarla kendi cehennemini yaratmak, yine aynı süre zarfında bu kodları düzeltip cennete dönüştürmek için çabalamaktır.

Bizi rahatsız eden duygu, düşünce ve görüntüleri bilinçaltımıza süpürürüz, ancak onların kaybolmadığını, müdahale edilmedikçe doğada kolayca çözülmeyen atıklara dönüştüklerini göz ardı ederiz. Halbuki bu yükler, bilinçaltımızda kalır ve zamanla yaşamımıza etki eder.

Bu gerçek karşısında teslim mi olacağız? Elbette hayır. Bilinçaltındaki bu kayıtlara çeşitli yöntemlerle müdahale edip onları temizlemek ve dönüştürmek mümkündür. Hipnoz, telkin, Reiki, regresyon, ışık köprüsü ve bilinçaltı terapisi gibi yöntemler, bu süreçte kullanabileceğimiz araçlardan sadece birkaçıdır. Kendi doğamıza uygun bir yöntemle bizi engelleyen içsel bariyerleri şifalandırmak mümkündür.

Bilinçaltı Terapisinde Seçimler
Bilinçaltı Terapisinde Seçimler

Çözüm, çoğunlukla hazır olduğumuzda gelir ve zihnimizde büyüttüğümüz sorunlar, o kadar da imkânsız değildir. Zihnin gücünü ve bilinçaltının dönüştürücü potansiyelini fark ettiğimizde, kendi içsel gücümüzle tanışırız. Uzun zamandır bilinçaltı terapileriyle çalışan biri olarak, talep ettiğimizde evrenin her zaman yardım sunduğuna inanıyorum.

Bu yazımda, uyguladığım bilinçaltı terapisi ile ilgili genel bilgiler paylaşmak istiyorum. Bu terapi, Reiki desteğiyle gerçekleştirilen bir zihinsel temizlik ve dönüştürme çalışmasıdır. Zihin bu süreçte saf dışı kalıyor gibi görünse de, aslında işbirliği yapılarak süreç ilerler. Zihnin işbirliği olmadan, bilinçaltının koruyucusu rolüne soyunan zihin, çalışmayı sabote edebilir. En iyi sonuçlar, zihnin tehdit algılamadığı ve uygulayıcıya güvendiği durumlarda elde edilir.

Bilinçaltı çalışmalarında, danışanın katılımına göre dört temel yol izlenir. Her yolun birbirine üstünlüğü yoktur; sadece uygulayıcının, süreci yönlendirmesine yardımcı olur.

Unutma / Silikleştirme

Eğer konu ağır bir travma ile bağlantılıysa ve kişi bu travma ile yüzleşmek istemiyorsa, bilinç bu yolu seçer. Danışan belirsiz semboller, hisler ve görüntüler algılar ya da hiçbir şey hissetmez. Travmanın etkisi azalır, ama tamamen çözülmüş sayılmaz. Daha derin bir çözümleme için birkaç seans daha gerekebilir.

Değiştirme / Çarpıtma

Kişi kendini başka bir zaman, mekân ya da kimlikte görebilir. Bilinç, sorunu çarpıtılmış sembollerle ifade eder. Geçmiş yaşam veya psikodrama benzeri sahneler görülebilir. Bu sembollerin kişisel mi, toplumsal mı, yoksa evrensel mi olduğunu anlamak önemlidir.

Gözlemleme / Geri Çekilme

Danışan, sorunun kaynağına yaklaşır ancak geri çekilir. Analitik beyinli kişiler bu yönteme yatkındır. Çözüm, zaman içinde kendiliğinden gelişebilir veya sonraki uygulamalarda derinleşebilir.

Yüzleşme / Çözülme

Kişi, sorunun kaynağı ile yüzleşir ve onu çözümlemeye başlar. Zihinsel, duygusal ve ruhsal enerji boşalır, sorun dönüşür. Bu aşamada, kişinin hayatına çektiği benzer durumlarla olan ilişkisi de değişir. Çoğu zaman bir seans yeterli olur, nadiren ikinci bir seansa ihtiyaç duyulur.

Sonuç olarak, bilinçaltı dönüşümü, atılan adımlarla başlar. Hangi yol seçilirse seçilsin, önemli olan enerji yükünün boşaltılması ve dönüşümün başlamasıdır.

Ne diyorduk? Dönüşüm, adım atmakla başlar…