Asla Vazgeçme

Asla Vazgeçme

Önce hikayemizi okuyalım:

Pers hükümdarı, iki mahkûmu ölümle cezalandırır. Mahkûmlardan biri hükümdara, canını bağışlarsa çok sevdiği atına bir yılda uçmayı öğreteceğini söyler. Bu vaat karşısında şaşıran hükümdar, mahkûmun canını bir yıl için bağışlar.

Ölüme gitmekte olan mahkûm, diğerine ümitsizce, atların uçamayacağını ve yalnızca kaçınılmaz sonu geciktirdiğini söyler. Diğer mahkûm ise ona şöyle cevap verir:

Asla Vazgeçme
Asla Vazgeçme

“Doğru. Ancak kendime bir yıl içinde sırasıyla gerçekleşme ihtimali olan dört özgürlük şansı veriyorum:
Birincisi, hükümdar ölebilir.
İkincisi, at ölebilir.
Üçüncüsü, ben ölebilirim.
Dördüncüsü, belki at uçmayı öğrenebilir.”

Bu hikaye bize, “erteleme, bugünün işini yarına bırakma” öğretilerinin aksine, umudunu kaybetmemeyi ve olasılıkları göz ardı etmemeyi öğretiyor. Eğer o an olayların gidişatı sizin kontrolünüzün dışındaysa, durup bir adım geri çekilin. Mevcut durumdan çıkmak için neler mümkün ona bakın. Umudunuzu kaybetmediğinizde, hep yeni kapılar açılır.

Bu arada… Beşinci bir seçenek daha olabilir. Belki bir sene içinde başkalarına da yeni kapılar açmayı öğretebilirsiniz. O açılan kapılardan biri de sizin yeni kapınız olabilir. Kim bilir?

Sonuç olarak, öznesi siz olmayan eylemlere sıkışıp kalmaktansa, yeni bir bakış açısıyla yeni yollar bulmaya çalışın. Unutmayın, son nefesinize kadar asla vazgeçmeyin.