Tatlı Patates Uygarlığın Seyrini Nasıl Şekillendirdi?
Ey tatlı patates, 7000 yıllık yolculuğunda boyundan büyük ne işler başarmışsın görelim…
Milattan önce 5000 yıllarında And Dağlarında başlayıp, 15.yüzyıldan itibaren tüm dünyaya yayılan toprak altı şişkin köklerin hikayesi bu. Nazca’lardan İnkalara, ve nihayetinde Maya’lara kadar uzanan tüm uygarlıkların pek çok ortak noktası var. Ancak bizi en çok ilgilendiren, dünya üstünde aynı tarih diliminde var olan diğerlerine göre, nasıl olup da daha yüksek nüfusa sahip, müreffeh ve kültürel yönden gelişmiş toplumlar haline geldikleri…
Peki bunun tatlı patatesle ne ilgisi var diyebilirsiniz.
Tatlı tatlı anlatalım o zaman.
Bir uygarlığın kültürel yönden kalıcı eserler bırakabilmesi, o toplumu oluşturan bireylerin ihtiyaçlar hiyerarşisi ile doğrudan alakalı. Bireylerin de önce “Karnının tok sırtının pek” olmasıyla başlayıp, hayatın anlamını sorguladığı ve kalıcı eserler bırakma telaşına düştüğü bir kendini gerçekleştirme serüveni var.
Abraham Maslow’un ihtiyaçlar piramidi karmaşık geliyorsa, ilk basamağı “Aç ayı oynamaz” ile “Önce can sonra canan” arasında bir yere yerleştirebiliriz. Tarih, “Açken ben ben değilim” cümlesinin hakkını vererek, karnını doyurmayı başaran toplumların daha üst basamaklara ilerlemesiyle şekillendi. Diğer basamaklar da sırtımızı dayayacak bir ilişkiler ağına, (aile, devlet vs) başımızı sokacak sıcak kuru ve korunaklı bir yere sahipsek, yaptıklarımız da takdir ve teşvik ediliyorsa hızlıca çıkılıyor. Böylece, kalıcı bir şey bırakayım da “Ben gidince adım kalsın, dostlar beni hatırlasın” kıvamına geliyoruz yavaştan.
İşte And Dağları toplulukları ihtiyaç hiyerarşisinde, besin kaynağı seçimini kök bitkilerden yana yaparak ve tatlı patatesi kültüre alarak, aynı dönemi paylaştıkları Avrupa’daki hemcinslerine açık ara fark attılar.
Bunun nedeni, öncelikle düzenli ve besin değeri yüksek gıdalara sahip olmalarıydı. Avrupalıların tahıl üretimiyle bir birim alandan aldıkları besinin 4 katı kalori sağlayan tatlı patates başta olmak üzere ağırlıklı olarak kök bitkilerle beslendiler.
Dünyanın iyi beslenen bu gürbüz çocuklarının nüfusu hızlı ve kaliteli artarken, o dönem eski dünyadaki tahıl ağırlıklı beslenen topluluklar kuraklık, sel gibi çevresel koşullar sebebiyle ani gıda kayıplarına uğruyorlar, nüfus sağlıksız ve yavaş artıyordu.
Kök bitkilerin bir avantajı daha vardı: Toprak altında gerektiği ana kadar ve uzun süre saklanabilen gizli hazine gibiydiler. Doğa haricindeki düşmanların da kolay hedefi değildi bu ürünler. Bilindiği üzere savaşlarda ilk tahrip edilen şeyler gıda kaynaklarıdır. Sular zehirlenir, tahıl ambarları talan edilir, tarlalar ateşe verilir. Oysa hiçbir askeri birlik, toprak altındaki kökleri çapalayıp çıkartmak için zaman kaybetmez.
İspanyol istilacıları 15. Yüzyılda Avrupa’ya taşıyana kadar 6500 yıl civarı Anavatanından pek çıkmayan patates ve tatlı patatesin inişli çıkışlı bir yolculuk yaptığını söyleyebiliriz. Kilisenin incilde adı geçmiyor diye yasaklamasından, saray bahçelerinden çalınmasına kadar skandallarla dolu bir geçmişi var. Kabul görmesi uzun zaman alsa da, açlık ve bilim adamlarının yoğun çabaları direnci kırıyor. (ki bu aç parantez ayrı bir yazı konusu olabilir, Kapa parantez. O kadar ilginç.)
Yine 15. Yüzyılda Portekiz Sömürgecileri tarafından Afrika’da önce Mozambik ve doğu kıyılarına sonra da batı kıyılarına girmiş. Bir yüzyıl sonra tatlı patates rotasını Asya ülkelerine çeviriyor. Önce 16. Yüzyılda Çin, 18 yüzyılda ise Japonya ve Kore’ye ulaşıyor.
Nasıl bir zamanlar tahıl Avrupa’da ana besin maddesiyse, Asya ülkelerinde de pirinç önemli yer tutmaktaydı. Günümüzde ise tatlı patates seller, tayfunlar gibi felaketler sonucu ürün kayıplarına karşı, çok hızlı ve güvenilir yedek ve tamamlayıcı bir ürün olması sebebiyle Pasifik Adaları, Japonya, Çin, Kore, Vietnam ve Filipinlerde gittikçe popülerleşiyor.
Tatlı Patates şu anda, dünyada en önemli besin maddeleri arasında 7.sırada ve hızla yükseliyor.
Sıradaki soru belki de şu olabilir: Tatlı Patates, normal patates’i sollar mı? Sanırım 21.yüzyıl bu uzun mesafe yarışçısının, depara kalkarak son düzlükte sürpriz yapması için uygun koşulları oluşturmaya başladı bile.